KOZMOS VE SEN

KOZMOS VE SEN

Ben ve diğer şeyler olarak ayrıştırdığımız her şey ve herkes saf özümüzle bağımızı inceltiyor ve hatta koparıyor. Bu düşünen zihnin pek hoşuna gidiyor çünkü meydan ona kalıyor. İstediği gibi at koşturabiliyor. Takıyor eyeri boynumuza kah neşe peşinde koşturuyor bizi, kah zevk, kah entelektüel bilgiler ve daha nicesi. Biz de bunları benliğimiz sanıyoruz; “Ben buyum!, Ben böyleyim!”. Ve böylece ben ve bana benzeyenler ve diğerleri yanılsaması içinde geçiyor bir ömür.

Peki nedir bu saf öz? Niye böyle bir öz var da biz ona ulaşamıyoruz? Ya da ulaşmak için çok çalışmamız gerekiyor? Ben bunu şimdilerde yeniden okumaya başladığım Asu Mansur’un Şaman Gözü (KhamKarak) adlı kitabından gelen bilgi ve esinle anlatacağım. Türk Şaman öğretisinde 3 çeşit ruh var: Sülde, Süne ve Özüt. Bu başka öğretilerde başka isimlerle anılıyor ve belli ki hepsi aynı evrensel kaynaktan besleniyor. Sülde bilincimiz, Süne hislerimizi ve sezgi gücümüzü besleyen ve yüreğimizde oturan ruhumuz, Özüt de yaşamsal işlevlerimizden sorumlu ruhumuz. Her bir ruhumuzu eylemlerimizle, gündelik ritimlerimizle, yaşam tarzımızla besliyor ya da solduruyoruz. Öyle ki bedeninden içeri aldığın her şey; yediğin yemeklerden, okuduğun kitaplara, soluduğun havaya, dinlediğin sohbetlere, giydiğin kıyafetlere, içinden ya da dışından söylediğin sözlere kadar her şey bu ruhları etkiliyor. Özellikle Süne ile bağın diğerlerinin de sağlığını etkiliyor. Ve Süne yaşanılan travmalar, doğadan kopuk yaşama, iç sesi duymama veya dinlememe gibi sebeplerle çok yıpranıyor ve hatta bazen bizi terk edip kaçabiliyor. Ve bu da biz fark etsek de etmesek de sistemimizi sakat bırakıyor. Örneğin, hayatından sürekli şikayet ediyorsan, otomatik pilotta yaşıyorsan, sürekli hatalar yapıyor ve bunlardan ders almıyorsan, dünyevi zevklerin peşinden fazlaca koşuyorsan, örneğin alkol veya uyuşturucuya kontrol edemediğin bir eğilimin varsa bil ki bir şeyler yolunda değil. Profesyonel yardıma ihtiyacın olabilir veya biraz kendinle çalışmaya. Özle temas kurabilmek ve o teması kaybetmemek disiplin isteyen bir çalışma. Öncelikle buna kendini adayabilmen ve bir kası güçlendirmek için düzenli egzersiz yapmak gerektiği gibi bunda da düzenli çalışarak iradeni güçlendirmen önemli. Ve bunun tek bir yolu yok. Kimisi için o temas yoga çalışmalarıyla güçleniyor, kimisi için dans ederek, kimisi için toprakla uğraşarak, kimisi için başkalarına beklentisiz hizmet ederek, kimisi için doğada vakit geçirerek. Her birimiz yüreğimizin ferah hissettiği ve bize kolaylıkla gelen ya da bizim ona çabasızca çekildiğimiz eylemlerde bulabiliriz cevabı.

Ben de cevabı yoga ve onun bana getirdiklerinde buldum. Yoga çalışmalarım benden öte bir BEN olan ilahi güçle temas etmemi sağlıyor. Yoga yapmaya başladıktan sonra meraklanıp çalışmaya başladığım Ayurveda sağlıklı kalmama yardımcı oluyor ve ben neden geldim bu dünyaya, varoluşumun amacı ne gibi sorularımın cevabını da geleneksel Hint astrolojisi (Jyotisha) ile buluyorum. Yaklaşık bir senedir kendi doğum haritamı deşip duruyorum. Kaynak olarak bir iki kitap ve internet sitelerini kullanıyorum. Ama online kaynaklar öyle zor güvenilir kaynaklar ki; sürekli sağlama almam gerekiyor. Bunun için de bulduğum bilgilerin sürekli derinine iniyorum. Kendimi kaybediyorum bu konuda araştırma yaparken. Ki bu da zaten tam da doğum haritamda karşıma çıkan bir gerçeklik. Beni etkisi altına alan takımyıldızından bir tanesi tam da bunu yapmamı söylüyor zaten. Varoluş amacına hizmet eden eylemler de iyice derinleştiriyor kişiyi. Bu kadar derinleşince de fark ediyorsun ki bir rehbere ihtiyacın var. Ne kadar sevgiyle yaparsan yap bilmediğin sularda dalacaksan daha önce o yollardan geçmiş birinin sana rehberlik etmesi lazım. Kaybolmak, boğulmak, aynı yerde sayıp durmak, biri ışık tutsun yoluna da daha iyi görebil diye. Ben de bu sebeplerle birkaç ay önce yoga hocam Defne Suman’ın tavsiye ettiği PaulaCrossfield’den bir seans aldım. 1 saat boyunca birlikte haritamı inceledik. Sorularımı cevapladı. Ve her bir cevap bir ışık kaynağı olup karanlıkta kalanları aydınlattı. Yıldızların bilgeliğini benimle paylaştığı için çok mutluyum.

Doğum haritalarımız kozmosun içinde nereye doğduğumuzu ve o doğduğumuz yerin özelliklerini ve haliyle bizim üzerimizdeki etkilerini anlatıyor. Bu yüzden iyi bir astroloji uzmanı seni tanımadığı halde sadece yıldızlara bakarak seni döküyor önüne. Geleneksel Hint astrolojisini (Jyotisha) bedenin bir parçası olarak düşündüğümüzde gözlere denk düşüyor. Bu alanda çalışan kişiler de “Seers” yani “Görenler”. Ve batıdaki gibi öyle 3-5 kursla her önüne gelen astrolog olamıyor. Bu sistemde beni çok etkileyen bir yaklaşım var. Her kadim bilgi ve bu bilgiyi çalışma alanı önce onu çalışan kişiyi ele geçiriyor ki o kişi aracılığıyla bilginin devamlılığı sağlansın. Kişi uzun yıllar bir Guru’nun rehberliğinde canla başla çalışarak ancak bilginin önce hizmetkarı sonra sahibi oluyor. Günümüzde artık pek rastlamadığımız bir disiplin ve adanmışlık var bu sistemde. Bu yüzden saygım ve inancım sarsılmıyor. Ve bu alanda tavsiye edilen biriyle çalışınca da çok şanslı hissettim kendimi. Daha önce de kendi haritamı çalışmış olduğum için birçok bilginin sağlamasını yapmış oldum. Yanlış öğrendiklerimi düzelttik, ne yapsam daha iyi olurları, neleri değiştirsem daha kolay yol alabileceğimi konuştuk. Adeta bir terapi seansı gibiydi. Tamamlanmışlık hissiyle çıktım seanstan. Çünkü kozmos ve ben buluşmuştuk Paula’nınevsahibeliğinde. O hissi bilir misiniz? Tam da olması gerekenin olduğunu hissettiğinde içine yerleştiğin bir manyetik alan vardır. Çabasızdır her şey. Saat gibi tıkır tıkır işler. Hafif hissedersin. Mutlu diyemeyeceğim çünkü mutluluğun tanımı da bir garip oldu bizim zamanlarda. Tatminkarlık. İşte öyle bir his.

Herkes kendini ne ile hafif hissediyorsa orası onun yolu. Buna yürekten inanıyorum. Bu yüzden algılarınız açık, kanallar temiz olsun ki siz de nerede, ne yaparken, kiminle o hafiflikte buluyorsunuz kendinizi ona bir bakın. Ve oraya doğru çevirin dümeni. Emin olamadığınızda da kozmosla bağını iyi bir çalışmayla güçlendirmiş Paula gibi kişilerden yardım alın. Onlar bir fener de sizin için yakarlar. Ben de önce kendime sonra ihtiyacı olanlara o feneri yakabilmek için Ocak ayında gelen günde Vedik Astroloji eğitimine başlıyorum. Çok heyecanlıyım. Hepimize faydalı olur umarım.

Sevgimle.

Berrin

https://berrinboyarblogs.com/

 

 

 

 

Cevap yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.


*